Finansal Kiralamadan Kaynaklanan Alacak Davaları

Saydam Hukuk Bürosu

Finansal Kiralamadan Kaynaklanan Alacak Davaları

Finansal Kiralamadan Kaynaklanan Alacak Davaları

Finansal kiralama, popüler olarak "leasing" olarak bilinen bir sözleşme türüdür. Bu kavram, ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkmış ve İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'ya yayılmıştır. Leasing, genel anlamda bir varlığın kullanım hakkının belirli bir süre için kiraya verilmesini içerir. Finansal kiralama, bu leasing türlerinden biridir ve genellikle uzun vadeli bir finansman yöntemi olarak kullanılır.

Leasing ve Finansal Kiralama

Leasing, Türkçe'de "kiralamak" veya "kiraya vermek" anlamına gelir ve İngilizce karşılığı "to lease" fiilidir. Aynı zamanda "lease" sözcüğü, "kira" veya "kiralama" anlamlarını içerir. Bu kavram, Türk hukuk terminolojisinde "makine kirası", "kredili kira", "fabrika kirası", "uzun vadeli kiralama" veya "finansman kirası" gibi terimlerle karşılanmıştır.

Leasing'in Tarihçesi

İlk kez Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılmaya başlanan leasing, savaş sonrasında Avrupa ülkelerine de yayılmıştır. İlk uygulamalar sırasında, bazı ülkeler bu kavramı kendi dillerine çevirmeye çalışmışlarsa da, günümüzde birçok ülke, "leasing" terimini benimseyerek kullanmayı tercih etmiştir. Bu durum, leasingin küresel bir finansman yöntemi olarak benimsenmesi ve kullanılmasının etkileyici bir örneğidir.

Finansal kiralama, leasingin özel bir türü olarak, varlıkların kullanım hakkının belirli bir süre için kiraya verilmesini ve bu süre sonunda mülkiyetin devredilmesini içeren bir finansman yöntemidir. Leasing terimi, Türk hukukunda çeşitli şekillerde karşılık bulmuş olsa da, yaygın olarak "finansal kiralama" olarak kullanılmaktadır. Bu kavramın tarihçesi, Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayıp Avrupa'ya yayılması, leasingin küresel bir finansman pratiği haline gelmesindeki önemli dönemleri yansıtmaktadır.

Kiralama işlemleri, niteliklerine göre taşınır ve taşınmaz olarak iki ana kategoride incelenir. Bu makalede, özellikle finansal kiralama sözleşmeleri bağlamında taşınır ve taşınmaz kiralama işlemleri arasındaki temel farklara odaklanacağız.

Taşınır ve Taşınmaz Kiralaması

Kiralama konusu malın niteliği göz önüne alınarak yapılan bir ayırım, taşınır ve taşınmaz kiralama kavramlarını ortaya çıkarır. Taşınır kiralama, genellikle daha küçük ölçekli varlıkları içerirken, taşınmaz kiralama büyük ölçekli varlıkları, özellikle arazileri ve üzerine inşa edilen yapıları kapsar. Finansal kiralama sözleşmeleri ise genellikle taşınmazlar, özellikle konutlar, iş yerleri ve fabrikalar gibi büyük varlıkları içerebilir.

Leasing Yöntemi ve Taşınmaz Yatırımlar

Taşınmaz yatırımlarında leasing yöntemi genellikle var olan bir taşınmazın satın alınması yerine yeni bir taşınmazın inşa edilmesi yoluna gidilmesini içerir. Bu, kiracılara, özellikle gerçek veya özel tüzel kişiler olabileceği gibi devlet veya diğer kamu tüzel kişilerine de uzanan geniş bir yelpazede seçenek sunar. Bu noktada, taşınır ve taşınmaz kiralama işlemleri arasında hukuki nitelik, hasarın intikali ve tekeffül düzenlemeleri gibi temel konularda önemli bir fark bulunmamaktadır.

Hukuki Nitelik ve Farklılık

Taşınır ve taşınmaz kiralama işlemleri arasında temel hukuki nitelik açısından bir farklılık söz konusu değildir. Her iki durumda da, kiraya verenin ve kiracının hakları, sorumlulukları ve yükümlülükleri sözleşme şartlarına bağlı olarak belirlenir. Bu bağlamda, her iki tür kiralama işlemi de temel hukuki ilkeler doğrultusunda şekillenir.

Taşınır ve taşınmaz kiralaması, kiralama konusu malın niteliğine göre yapılan temel bir ayırımdır. Finansal kiralama sözleşmeleri, özellikle taşınmaz yatırımlarında, var olan bir mülkün satın alınması yerine yeni bir taşınmazın inşa edilmesi gibi çeşitli seçenekleri içerir. Hukuki nitelik, hasarın intikali ve tekeffül düzenlemeleri gibi kilit konularda, taşınır ve taşınmaz kiralama işlemleri arasında önemli bir fark bulunmamaktadır.

Türkiye'de Finansal Kiralama

Türkiye'de finansal kiralama alanındaki düzenlemeler, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu'nun çıkartılması ve yürürlüğe girmesi ile temel değişikliklere uğramıştır. Bu makalede, Türkiye'deki finansal kiralama mevzuatının gelişimi, ABD ve AB ülkeleri uygulamaları ile olan uyumu ve UNIDROIT tarafından hazırlanan "Unidroit Model Law On Leasing - Kiralama Hakkında Unidroit Model Kanun" ile olan uyumu ele alınacaktır.

Finansal Kiralama Kanunu ve Uyum

6361 sayılı Kanun'un çıkartılması, Türkiye'deki finansal kiralama mevzuatını daha şeffaf ve uluslararası standartlara uygun hale getirmiştir. Bu düzenleme, ABD ve AB ülkelerinin finansal kiralama uygulamalarıyla uyumlu bir çerçeve oluşturmayı hedeflemiştir. Bu sayede, Türkiye'de faaliyet gösteren finansal kiralama kuruluşları ve işlemler, uluslararası normlara paralel bir düzenlemeye tabi tutulmuştur.

ABD ve AB Uygulamaları ile Karşılaştırma

Türkiye'deki finansal kiralama mevzuatının gelişiminde, ABD ve AB ülkelerinin benzer uygulamalarının dikkate alındığı gözlemlenmektedir. Bu durum, uluslararası finansal kiralama standartlarına uyum sağlanması ve küresel piyasalarda rekabet avantajı elde edilmesi amacını gütmektedir. Ayrıca, Türkiye'nin bu alandaki düzenlemeleri, uluslararası yatırımcılara daha açık ve anlaşılabilir bir ortam sunmayı hedeflemektedir.

UNIDROIT Model Kanunu ile Uyum

UNIDROIT tarafından hazırlanan "Unidroit Model Law On Leasing," finansal kiralama konusunda uluslararası bir referans noktası oluşturur. Türkiye, bu model kanunu temel alarak finansal kiralama düzenlemelerini güncellemiştir. UNIDROIT Model Kanunu'nun benimsenmesi, Türkiye'nin finansal kiralama alanındaki düzenlemelerini uluslararası standartlarla uyumlu hale getirme çabasını yansıtmaktadır.

6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu, Türkiye'deki finansal kiralama mevzuatını çağdaş, şeffaf ve uluslararası normlara uygun bir yapıya kavuşturmuştur. ABD ve AB ülkeleri uygulamaları ile paralel olarak geliştirilen düzenlemeler, Türkiye'nin finansal kiralama sektörünü küresel piyasalarda rekabet edebilir kılmayı amaçlamaktadır. UNIDROIT Model Kanunu ile uyum, Türkiye'nin uluslararası alanda finansal kiralama konusundaki pozisyonunu güçlendirmektedir.

Finansal Kiralama Sözleşmelerinde Edim Değişimi ve Karşılıklılık İlişkisi

Finansal kiralama sözleşmeleri, kiracı ve kiralayan arasında karşılıklı edimlerin yerine getirildiği bir hukuki düzenlemeyi içerir. Bu makalede, finansal kiralama sözleşmelerindeki edim değişimi ve karşılıklılık ilişkisi incelenecek, bu sözleşme türünün iki taraf üzerindeki borç yükümlülükleri açıklanacaktır.

Edim Değişimi ve Karşılıklılık İlişkisi

Finansal kiralama sözleşmeleri, kiracının talebi doğrultusunda kiralayan tarafından belirli bir malın zilyetliğinin kiracıya devredilmesini öngörür. Bu mal, kiralayanın önceden edinmiş olduğu veya sözleşme sürecinde üçüncü kişilerden veya kiracıdan satın alınmış olabilir. Ayrıca, mal başka yöntemlerle temin edilebilir.

Bu sözleşme, her iki taraf arasında birer borç yükümlülüğü oluşturur. Kiralayan, belirli bir bedel karşılığında malın zilyetliğini kiracıya devrederken, kiracı da bu bedeli ödeyerek malın kullanım hakkını elde eder. Bu durum, her iki tarafın da edimlerini yerine getirmesiyle oluşan bir karşılıklılık ilişkisini ortaya koyar.

Tam İki Taraflı Borç Yükleyen Sözleşme

Finansal kiralama sözleşmesi, taraflar arasında tam iki taraflı bir borç yükü oluşturan bir sözleşme türüdür. Kiracı, malın kullanım hakkını elde etme ve belirli bir süre boyunca bu hakkı sürdürme yükümlülüğüne sahiptir. Aynı zamanda, kiralayan da malın zilyetliğini devretme ve karşılığında belirlenen bedeli alabilme borcu altındadır.

Bu karşılıklılık ilişkisi, sözleşmenin güvenilirliğini ve etkinliğini sağlar. Taraflar arasında açık bir değişim dengesi bulunması, sözleşmenin adil ve sürdürülebilir olmasını temin eder.

Finansal kiralama sözleşmeleri, karşılıklı edim değişimi ve borç yükümlülükleri ile karakterize edilen önemli hukuki belgelerdir. Bu sözleşmeler, kiracı ve kiralayan arasındaki ilişkiyi düzenler ve her iki tarafın da haklarını ve sorumluluklarını belirler. Tam iki taraflı borç yükleyen bu sözleşmeler, iş dünyasında yaygın olarak kullanılmakta ve ticari ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesine katkıda bulunmaktadır.

 

 

Ücretli Danışmanlık Hattı